1959 doğumlu Buz Adam Wim Hof, -20 derecede maratonu (42 km) çıplak koşabiliyor. Çölde hiç su içmeden yine maratonu tamamlayabiliyor. Bir buz havuzunun içinde 1 saat 51 dakika kalabiliyor. Bu doğaüstü adam zihin gücüyle otonomik sinir sistemini yani hormonel, solunumsal yanıtlarını ve beden ısısını kontrol edebiliyor. Annesi bu adamı bu şekilde doğurmamış. Bunu meditasyon ve kendine özgü nefes egzersizleriyle yapıyor. Wim Hof’un yaptıkları insanların sahip olduğu otonom sinir sistemi ve bağışıklık sistemiminin sınırlarının çok ötesinde olması bilim dünyasının oldukça ilgisini çekmiş olmalı ki kendisiyle ilgili birçok makale yayınlanmış hatta bir vaka çalışmasının bile başrolü olmuştur (Kox ve ark., 2012).
Araştırmacılar, bu vaka çalışmasında, Wim Hof’un konsantrasyon/meditasyon tekniğinin otonom sinir sistemi aktivitesi ve doğuştan gelen bağışıklık tepkisi üzerindeki etkilerini incelemişler. Wim Hof, aşırı soğuğa tahammül etme konusunda birkaç dünya rekoruna sahiptir. Bu ekstrem kişi, otonom sinir sistemini ve dolayısıyla doğuştan gelen bağışıklık tepkisini etkileyebileceğini iddia etmektedir.
Araştırmacılar, Wim Hof’un iddiasını doğru olup olmadığını belirlemek için oldukça titiz bir şekilde çalışmalarının deneysel tasarım ve yöntemini hazırladılar. Çalışmalarında otonom sinir sistemi ve bağışıklık sisteminin yanıtlarını görebilmek için bazı biyokimyasal parametreleri ölçmeleri gerekmekteydi. Bu nedenle, Wim Hof’un ex vivo sitokin yanıtı (lipopolisakkarit [LPS] ile periferik kan mononükleer hücrelerinin uyarılması), konsantrasyon/meditasyon tekniğini uyguladığı 80 dakikalık tam vücut buza daldırmadan önce ve sonra belirlendi. Ayrıca, insan endotoksemisi (2 ng/kg LPS’nin intravenöz uygulaması) sırasında konsantrasyon/aracılık tekniğini uygularken Wim Hof’un in vivo doğal bağışıklık tepkisi incelenmiştir. Endotoksemi deneyinden elde edilen sonuçlar, laboratuvarlarında endotoksemi deneylerine katılan 112 kişiden oluşan tarihsel bir kohortla karşılaştırılmış.
Otonom sinir sistemi kişinin isteğiyle etkilenmeyen bir sistem olarak kabul edildiği için sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı. Bununla birlikte, son zamanlarda yapılan birkaç araştırma, belirli konsantrasyon/meditasyon teknikleri yoluyla, otonomik aktiviteyi module (düzenleme) etmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Otonomik sinir sistemi’nin doğuştan gelen bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri ışığında, konsantrasyon/meditasyon teknikleri bu parametreleri etkileyebilir.
Vaka çalışmasının sonuçları, Wim Hof tarafından kullanılan konsantrasyon/meditasyon tekniğinin kontrollü bir stres tepkisi uyandırdığını söylüyor. Araştırmacılar, bu yanıtın sempatik sinir sistemi aktivasyonu ve ardından gelen katekolamin/kortizol salınımı ile karakterize olduğunu bu da doğuştan gelen uyarıları zayıflattığını düşünüyor. Doğuştan gelen bağışıklık sistemi hayatta kalmamız için çok önemli olmasına rağmen, aşırı bir inflamatuar yanıt doku hasarına ve organ hasarına neden olabilir. Bu nedenle, doğuştan gelen bağışıklık tepkisini sınırlamak, hastalık yükünü azaltabilir ve sonucu iyileştirebilir.
Bu vaka çalışmasının yapıldığı 2012 yılında Wim hof başkalarına da bu tekniği öğretebileceğini iddia ediyordu. Bu vaka çalışmasının yayınlanmasından bu zamana kadar, Wim Hof, kendi metodunu anlatabilmek için kitaplar yayınladı (Hof, W., 2020a; Hof, W., 2020b). Websitesi ve android uygulaması geliştirerek insanlara eğitim veriyor ve kendi otonom sinir sistemlerini istekleri ile kontrol etmelerini sağlamayı amaçlıyor. Bu vaka çalışmasının üzerinden tam 10 yıl geçti. 2022 yılında ise artık çalışmalar Wim Hof’un verdiği eğitimlerin etkileri üzerine çalışıyor (Drigas ve Mitsea, 2022; van Dongen, 2022).